grave

adj. önemli, ciddi, ağır, kasvetli, sıkıcı, pes, kalın
————————
n. mezar, kabir, ölme, aksan işareti, gömüt
————————
v. oymak, kazımak, işlemek, kalafat etmek (gemi)
* * *
1. mezar
2. göm (v.)
3. mezar (n.)
* * *
I [ɡreiv]
noun
(a plot of ground, or the hole dug in it, in which a dead person is buried: He laid flowers on the grave.) mezar
- gravedigger
- gravestone

- graveyard
II [ɡreiv]
adjective
1) (important: a grave responsibility; grave decisions.) önemli, ciddî
2) (serious, dangerous: grave news.) ciddî, endişelendirici
3) (serious, sad: a grave expression.) ciddî
•
- gravely
- gravity

v.göm:n.mezar

/greyv/ a. mezar ¤ s. ciddi; ağır ¤ e. oymak, hakketmek; (belleğe) iyice yer etmek, yerleştirmek; kalafat etmek as still as the grave mezar gibi sessiz dig one's own grave kendi kuyusunu kazmak have one foot in the grave bir ayağı çukurda olmak rise from the grave mezardan çıkmak turn in one's grave mezarında kemikleri sızlamak

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce grave kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki grave kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. grave diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.