drum

n. davul, bidon, tamtam, davul sesi, şarjör (tüfek), kulak zarı, sütun gövdesi
————————
v. davul çalmak, parmaklarıyla tempo tutmak, tekrar ede ede öğretmek
* * *
1. tambur
2. timpan zarı
3. davul çal (v.)
4. davul (n.)
* * *
1. noun
1) (a musical instrument constructed of skin etc stretched on a round frame and beaten with a stick: He plays the drums.) davul, trampet
2) (something shaped like a drum, especially a container: an oil-drum.) varil, bidon
3) (an eardrum.) kulak zarı
2. verb
1) (to beat a drum.) davul çalmak
2) (to tap continuously especially with the fingers: Stop drumming (your fingers) on the table!) sürekli tıkırdamak
3) (to make a sound like someone beating a drum: The rain drummed on the metal roof.) tıpır tıpır ses çıkarmak
•
- drummer
- drumstick

- drum in/into

timpan zarı

/dram/ a. davul, bateri, dümbelek; davul şeklinde şey; varil, fıçı; tambur, silindir ¤ e. davul çalmak; davul sesi çıkartmak drum armature elek. davul sargılı endüvi drum brake oto. tamburlu fren, kampanalı fren drum cutter şek. silindir gövdeli pancar kesme makinesi drum drier döner kurutucu, tamburlu kurutucu drum into kon. zorla kafasına sokmak, beynine yerleştirmek drum mark biliş. dram işareti, tambur işareti drum plotter biliş. tambur çizici drum printer biliş. tambur yazıcı drum up kon. her türlü yolu deneyip elde etmek drum washer şek. silindir gövdeli yıkama makinesi drum winding elek. tambur sargı, davul sargı

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce drum kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki drum kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. drum diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.