drop

n. damla, az miktar, şeker, azalma, düşme, düşüş, iniş, perde (sahne)
————————
v. damlamak, düşmek, bitmek, kesilmek, dalmak, tutulmak, alçalmak, yavrulamak, damlatmak, düşürmek, atmak, söylemek, bırakmak, kesmek, ilişkisini kesmek, görüşmemek, çıkarmak, söyleyememek (harf), öldürmek
* * *
1. bırak
2. düş (v.)
3. damla (n.)
* * *
[drop]
1. noun
1) (a small round or pear-shaped blob of liquid, usually falling: a drop of rain.) damla
2) (a small quantity (of liquid): If you want more wine, there\'s a drop left.) birazcık, bir damlacık
3) (an act of falling: a drop in temperature.) düşme, düşüş
4) (a vertical descent: From the top of the mountain there was a sheer drop of a thousand feet.) iniş, alçalış
2. verb
1) (to let fall, usually accidentally: She dropped a box of pins all over the floor.) düşürmek, bırakmak
2) (to fall: The coin dropped through the grating; The cat dropped on to its paws.) düşmek
3) (to give up (a friend, a habit etc): I think she\'s dropped the idea of going to London.) vazgeçmek, bırakmak
4) (to set down from a car etc: The bus dropped me at the end of the road.) indirmek, bırakmak
5) (to say or write in an informal and casual manner: I\'ll drop her a note.) bir iki söz söylemek; iki satır yazmak
•
- droplet
- droppings

- drop-out

- drop a brick / drop a clanger

- drop back

- drop by

- drop in

- drop off

- drop out

v.düş:n.damla

/drop/ a. damla; küçük yuvarlak tatlı; düşüş uzaklığı, düşüş; ani düşüş, iniş, düşme; paraşütle atılan insan ya da malzeme; damla biçiminde küçük şeker ¤ e. (yere) düşürmek; düşmek; kon. (arabadan) indirmek, atıvermek; bırakmak, durdurmak, kesmek; dışarda bırakmak, çıkarmak; çıkagelmek, damlamak; geri kalmak a drop in the ocean okyanusta damla, devede kulak at the drop of a hat ha deyince drop a bombshell mec. bombayı patlatmak drop a brick/clanger İİ. kon. çam devirmek, pot kırmak drop arch basık kemer drop arm pitman kolu, direksiyon mili kumanda kolu drop base rim oto. derin tabanlı jant, kanal profilli jant, çukur çember drop bottom açılır kapanır dip drop by/in/over/round uğramak drop centre rim oto. derin tabanlı jant, kanat profilli jant, çukur çember drop hammer şahmerdan drop in kısa bir ziyaret için uğramak drop off uykuya dalmak; vefat etmek; azalmak; (birini) bir yere bırakmak drop out (of) terk etmek drop out ayrılmak, bırakmak drop sb a line/a few lines iki satır yazmak drop sb like a hot potato/coal biriyle bağları koparmak drop siding bindirme kaplama, yalı bindirmesi kaplama drop stamp şahmerdan, karaman drop sth by /in/off/over/round getirmek veya gö drop the ball pot kırmak drop the other shoe bir adım daha atmak drop valve ters supap, üstten supap drop window inş. inme pencere, aşağı sürme pencere drop wire elek. tesisat teli, giriş teli drop-forge şahmerdanla kalıpta basmak drop-in biliş. istenmeyen bit üretimi drop-out biliş. yitim, kayıp; okuyamama

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce drop kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki drop kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. drop diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.