leading

adj. önde olan, başlıca, ana, önemli, ileri gelen
* * *
1. önde gelen (n.)
2. öncülük et (v.)
3. yol açan (prep.)
4. önde gelen

n.önde gelen:v.öncülük et:prep.yol açan

/'li:ding/ s. en önemli, ana, temel; yol gösteren, kılavuzluk eden, yöneten, önde olan ¤ a. yol gösterme, kılavuzluk; kurşun çerçeve; anterlin leading axle demy. ön aks, kılavuz dingil leading current elek. ön akım, avanslı akım leading edge hav. hücum kenarı, en ön kısım leading edge flap hav. hücum kenar flabı, ön kıyı flabı leading edge radiator hav. ön kenar soğutucusu leading end biliş. önde gelen uç, ön uç leading light den. rehber feneri leading screw kılavuz vida leading wheel ön tekerlek, kılavuz tekerlek leading-in cable elek. giriş kablosu

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce leading kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki leading kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. leading diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.