critical

adj. kritik, hassas, ciddi; eleştirici, titiz
* * *
kritik
* * *
adjective
1) (judging and analysing: He has written several critical works on Shakespeare.) eleştirici, eleştirel
2) (fault-finding: He tends to be critical of his children.) kusur bulucu, tenkit edip duran
3) (of, at or having the nature of, a crisis; very serious: a critical shortage of food; After the accident, his condition was critical.) ciddi, kritik

kritik

/'kritikıl/ s. kusur bulan, eleştiren; eleştiri niteliğinde, eleştirel; tehlikeli, ciddi, kritik critical angle fiz. kritik açı, dönüşül açı critical damping fiz. kritik amortisman, dönüşül sönüm critical deformation kritik deformasyon critical flow kritik akım critical frequency kritik frekans, kesim frekansı critical grid current kritik ızgara akımı critical grid voltage kritik ızgara gerilimi critical load kritik yük, dönüşül yük critical mass fiz. kritik kütle, dönüşül kütle critical point kritik nokta, dönüşül nokta critical pressure kritik basınç, dönüşül basınç critical range met. kritik bölge critical region mat. kritik bölge, dönüşül bölge critical shear stress kritik kesme gerilmesi critical speed kritik hız, dönüşül hız critical state fiz. kritik hal, dönüşül hal critical temperature fiz. kritik sıcaklık, dönüşül sıcaklık critical velocity kritik hız critical voltage elek. kritik gerilim critical volume kritik hacim, dönüşül oylum critical wavelength kritik dalga boyu, kesim dalga boyu

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce critical kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki critical kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. critical diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.