sitting

adj. oturan, oturma
————————
n. oturma, oturum, poz verme, kuluçkalık, kuluçka süresi
* * *
1. oturma (n.)
2. otur (v.)
3. oturarak (prep.)
* * *
noun (a period of continuous action, meeting etc: I read the whole book at one sitting; The committee were prepared for a lengthy sitting.) oturum, oturma, oturuş

n.oturma:v.otur:prep.oturarak

/'siting/ a. oturma, oturuş; poz verme; oturum, celse ¤ s. oturan, oturmakta olan; bir yerde yerleşmiş bulunan, oturan sitting member belirli bir seçim bölgesinin milletvekili sitting pretty cebi dolu sitting room oturma odası

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce sitting kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki sitting kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. sitting diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.