pulse

n. nabız, nabız atışı, niyet, eğilim, titreşim, vuruş [müz.], baklagiller, bakliyat
————————
v. atmak, çarpmak, titreşmek, titremek
* * *
1. darbe
2. nabız
3. nabız gibi at (v.)
4. sinyal (n.)
* * *
1. noun
(the regular beating of the heart, which can be checked by feeling the pumping action of the artery in the wrist: The doctor felt/took her pulse.) nabız (atışı)
2. verb
(to throb.) atmak, çarpmak
- pulsate
- pulsation

v.nabız gibi at:n.sinyal

/pals/ a. nabız, nabız atışı; tek. darbe, puls, vuru, atım; bakliyat ¤ e. nabız gibi atmak, çarpmak feel sb's pulse nabzını yoklamak pulse amplifier darbe amplifikatörü, puls amplifikatörü pulse amplitude darbe genliği, atım genliği pulse bandwidth darbe bant genişliği pulse carrier darbe taşıyıcı pulse code darbe kodu pulse code modulation darbe kod modülasyonu pulse counter darbe sayacı pulse discriminator darbe diskriminatörü pulse duration elek. darbe süresi pulse-duty factor elek. darbe boşluk oranı pulse fall time puls düşme süresi, darbe düşme zamanı pulse forming line darbe oluşturan hat pulse frequency darbe frekansı pulse generator darbe jeneratörü pulse-height analyzer darbe-yükseklik analizörü pulse ionization chamber darbe iyonizasyon odası pulse modulated darbe modülasyonlu pulse modulation puls modülasyonu, darbe modülasyonu pulse modulator puls modülatörü, darbe modülatörü pulse operation darbeli çalışma pulse radar darbeli radar pulse regeneration darbe yenileme pulse spectrum darbe spektrumu pulse-time modulation darbe-zaman modülasyonu pulse transformer darbe transformatörü pulse width darbe genişliği

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce pulse kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki pulse kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. pulse diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.