prime

adj. baş, ilk, birincil, en önemli, başlıca, asal
————————
n. en güzel zaman, gençlik, hayatın baharı, olgunluk çağı, mükemmel şey, asal sayı, başlangıç, ilk dönem, ana nota, savunma duruşu
————————
v. ağızotu koymak (tüfek), tulumbaya su koymak, astar sürmek, içirip sarhoş etmek, söylemesi gerekeni öğretmek
* * *
1. asal
2. kullanıma hazırla (v.)
3. ilk (adj.)
* * *
I
1.
adjective
1) (first or most important: the prime minister; a matter of prime importance.) asıl, esas
2) (best: in prime condition.) en iyi
2. noun
(the best part (of a person\'s etc life, usually early middle age): He is in his prime; the prime of life.) en güzel çağ
- primary
- primarily

- primary colours

- prime minister

- prime number

- prime time
3. adjective
prime-time advertising.) reyting saatinde olan
II
verb
(to prepare (something) by putting something into or on it: He primed (=put gunpowder into) his gun; You must prime (=treat with primer) the wood before you paint it.) hazırlamak
- primer

v.kullanıma hazırla:adj.ilk

/praym/ s. ilk, baş, başlıca; en önemli; en kaliteli, en iyi ¤ a. başlangıç; mat. asal sayı ¤ e. ağızotu koymak; benzin püskürtmek; astar çekmek prime coat astar tabakası prime factor mat. asal çarpan prime factorization mat. asal çarpanlara ayırma Prime Minister Başbakan prime mover ana işletici, işletici makine prime number mat. asal sayı in the prime of life hayatının baharında prime the bath teks. banyoyu güçlendirmek

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce prime kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki prime kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. prime diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.