love

n. aşk, sevgi, sevda, tutkunluk, sevgili, hayranlık; yar
————————
v. sevmek
* * *
1. sev (v.)
2. sevgi (n.)
* * *
1. noun
1) (a feeling of great fondness or enthusiasm for a person or thing: She has a great love of music; her love for her children.) aşk, sevgi, sevda
2) (strong attachment with sexual attraction: They are in love with one another.) aşık, sevdalı
3) (a person or thing that is thought of with (great) fondness (used also as a term of affection): Ballet is the love of her life; Goodbye, love!) aşk, tutku
4) (a score of nothing in tennis: The present score is fifteen love (written 15-0).) sıfır
2. verb
1) (to be (very) fond of: She loves her children dearly.) çok sevmek
2) (to take pleasure in: They both love dancing.) büyük zevk almak
•
- lovable
- lovely

- loveliness

- lover

- loving

- lovingly

- love affair

- love-letter

- lovesick

- fall in love with

- fall in love

- for love or money

- make love

- there\'s no love lost between them

v.sev:n.sevgi

/lav/ a. aşk, sevgi, sevi; sevgili; İİ. canım; (tenis) sıfır ¤ e. sevmek; ile sevişmek love affair aşk macerası love letter aşk mektubu, name love potion aşk iksiri love seat iki kişilik koltuk make love (to sb) (ile) sevişmek not for love nor money hiçbir şekilde, olanaksız there is no love lost between them aralarından kara kedi geçti

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce love kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki love kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. love diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.