knee

n. diz, dirsek şeklinde parça
————————
v. diz ile vurmak
* * *
1. diz
2. dizle vur (v.)
3. diz (n.)
* * *
[ni:]
noun
1) (the joint at the bend of the leg: He fell and cut his knee; The child sat on her father\'s knee; She was on her knees weeding the garden; He fell on his knees and begged for mercy.) diz
2) (the part of an article of clothing covering this joint: He has a hole in the knee of his trousers.) diz
•
- kneecap
- knee-deep

v.dizle vur:n.diz

/ni:/ a. diz; (giyside) diz, diz yeri; dirsek, paraçol ¤ e. (in ile) diz vurmak, diz atmak bring sb to his knees yola getirmek, diz çöktürmek, boyun eğdirmek go/fall on one's knees yola gelmek, diz çökmek knee brace göğüsleme, bağlama dirseği knee joint mafsallı dirsek, dirsekli ek knee roof inş. çifte sağrılı çatı

İngilizce - Türkçe sözlüğünde İngilizce knee kelimesinin Türkçe manası nedir? İngilizce dilindeki knee kelimesinin Türkçe dilindeki manasını yukarıda okuyabilirsiniz. knee diğer dillerde anlamlarına aşağıdan ulaşabilirsiniz.